12 kitap, 12 macera, 12 ayrı hayat dersi. Çocukların hayata bakışlarını hadis-i şeriflerin öğrettiği istikamette şekillendirerek sağlıklı bakış açısı geliştirmeleri için kaleme alınan bu eserler, her birinde kahramanlarının yaşadıklarıyla da ilgi uyandırıcı. Kendi küçük, potansiyeli büyük zihinler için erken yaşlarda değerler eğitiminin önemi düşünülerek kaleme alınan kitaplar sınırlı bir yaş aralığına değil, erken yaşlardaki her çocuğa hitap edebilecek içerikle hazırlandı.

Anne tavuk her gün civcivleriyle birlikte gezmeye çıkıyormuş. Am bir gün hastalanmış ve yatağından kalkamamış. En büyük civcive kardeşlerini gezmeye çıkarmasını rica etmiş. Sonra ne olmuş dersiniz? Gelin ne olduğunu birlikte okuyalım.

Sincap Sevimli kendine yuva yapmak için sağlam bir ağaç arıyordu. Sonunda kökü ve gövdesi çok sağlam görünen bir ağaç buldu. Bu ağaç bir yuva için çok uygun görünüyordu. Sincap Sevimli ağacın üzerine çıkınca yakınlarda bir buğday tarlası gördü. Rüzgarla birlikte bir oraya bir buraya eğilen buğdayları merak edip yakından görmeye gitti. Tam yuva yapacağı ağaca geri dönecekken büyük bir gürültü koptu.

Masmavi denizin kıyısındaki yemyeşil bir ormanda çeşit çeşit hayvanlar yaşıyordu. Ormanın taşlı ve tecrübeli hayvanları, ormanlarındaki düzenin gittikçe bozulduğundan şikayetçiydiler. Bir gün toplantı yaptılar ve Kaplumbağa Bilgiç önderliğinde bazı kararlar aldılar. Ormanın genç hayvanlarına bir ders vermeleri gerekiyordu.

Bal Arısı Sarı kırlarda vız vız uçuyor, çiçekten çiçeğe konuyor, bal yapabilmek için en güzel, en şifalı olanları bulmaya çalışıyordu. Kara Sinek Konkon ise çöplerin içinde tembel tembel ömrünü geçiriyordu. Sinek Konkon, Bal Arısı Sarı'nın bu çalışkanlığına bir anlam veremiyordu ve onunla konuşmak istedi. Acaba Bal Arısı Sarı, Sinek Konkon'u ikna edebildi mi?

Köpek Balığı Bako kendini diğer balıklardan daha büyük ve daha güçlü görüyordu. Bütün balıkları toplayıp kendini denizin kralı ilan etmek istedi. Fakat etrafında hiçbir balık göremedi. Hemen denizin derinliklerine dalarak balıkları aramaya koyuldu. Biraz ilerledikten sonra bir de ne görsün?

Aslan Yavrusu Atak ve Kaplan Yavrusu Kumpa kendilerine yeni bir arkadaş aramış ve Zürafa Zarif'i bulmuşlardı. Zürafa Zarif kibar mı kibar, nazik mi nazikti. Atak ve Kumpa bu arkadaşlıktan çok memnun olmuş, çok etkilenmişlerdi. Nasıl mı?

Anne Ağaçkakan Taktika ile baba Ağaçkakan Takatak yavrularına rahat edebilecekleri bir yuva yapmak için ağaç arıyorlardı. Sonunda kökü sağlam, daima yeşilliği olan, hem yapraklarından gölgelik hem meyvesinden yiyecek olarak faydalanabilecekleri bir ağaç buldular.

Pamuk Tavşan ile arkadaşı oynamaktan yoruldular ve dinlenmek için bir ot yığınının yanına oturdular. Otların altından gelen "tısss" sesini merak ederek otları kaldırdılar. Otların altındaki delikten kafasını uzatmış minik Yılan Tıstıs ile oynamaya başladılar. Sonra ne oldu dersiniz?

Aslan Kora akıllı, becerikli, çalışkan ve genç bir aslandı. Aslan kralın ölmesinin ardından onun yerine geçmiş ve ormanda kısa zamanda harika değişiklikler yapmıştı. Komşu ormanın kralı Aslan Çaka'nın da bu güzel değişikliklerden haberi olmuştu. Bir gün Aslan Çaka, yardımcıları Kaplan Patı ve Çita Rako ile birlikte Huzur Ormanı'na doğru yola çıktılar.

Anne Maymun Zako, ağaca çıkmış yavrularını eğitiyordu. Daldan dala düşmeden atlamalarını gösterdikten sonra sıra yemek aramayı öğretmeye gelmişti. Yavrulardan birinin bulduğu sarı bir cismin yenmediğini anlamışlardı. Ama ne olduğu konusunda hiçbir fikirleri yoktu. Bunu ancak Bilge Maymun Balo bilebilirdi. Hepsi merakla ve heyecanla Bilge Maymun Babo'nun yanına gittiler.

Ceylan Şirin güzel kokusu ve temizliğiyle arkadaşları arasında ün yapmıştı ve çok seviliyordu. Ceylan Mızmız ise onun bu kadar sevilmesinden hiç hoşlanmıyordu. Arkadaşlarının kendisiyle oynamak istememesi de onun canını çok sıkıyordu. Ceylan Mızmız, sonunda annesine derdini anlattı. Annesi öyle güzel bir çözüm buldu ki arkadaşları onun adını bile değiştirdiler.

Küçük Şempanze Hoppa yaşadığı ormandan çok uzaklaşıp uçsuz bucaksız çölde kaybolmuştu. Çölde karşılaştığı develerden yardım istemesine rağmen hiçbir onunla ilgilenmemişti. Çaresizce bilmediği bir yöne doğru yola koyuldu.. Biraz sonra arkasında ayak sesleri duydu.

Anne At Bulut ile yavrusu Tay Şimşek güzel ve büyük bir çiftliğin içinde yaşıyorlardı. Tay Şimşek çiftliğin dışındaki hayatı çok merak ediyor, başka yerlere gitmek, özgürce, istediği gibi yaşamak istiyordu. Annesinin bu istediğini kabul etmeyeceğini bildiği için bir gün kendi başına uzaklara, bilmediği yerlere doğru yola çıktı. Acaba başına neler geldi?